Get Started. It's Free
or sign up with your email address
EDATLAR by Mind Map: EDATLAR

1. SANKİ

1.1. Benzetme edatıdır. "san" ve "ki"nin birleşiminden oluşmuştur. Bu edatı bulunduran cümlelerde "sanmak, zannetmek" anlamları vardır. "benzetme, uyarı, sözüm ona, sözde, inanmama" anlamları katar.

1.1.1. Sanki gece olmuş. (Gibi, öyle zannedersin) Biri kapıyı çalıyor sanki. (Gibi, öyle zannediliyor)

2. KADAR, E-KADAR

2.1. Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü" anlamları katar.

2.1.1. Biz de onlar kadar başarılıyız. (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde) Gül kadar güzelsin. (benzerlik)

2.2. Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur.

2.2.1. Biz bu kadarına da alışığız. (isim) İçmiş kadar olduk. (zarf) Evin deniz kadar havuzu var. (sıfat)

2.3. Ad tamlamasında ad (tamlanan) olarak da kullanılabilir.

2.3.1. Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim. (isim, ad tamlamasında tamlanan)

2.4. "kadar" kelimesi zarf tümleci de yapar, edat tümleci de:

2.4.1. Dershaneye kadar gidelim. (edat tümleci) Akşama kadar çalıştık. (değin anlamında, zarf tümleci)

3. İÇİN

3.1. Bu edatla kurulan söz öbekleri, cümlede genellikle edat tümleci olarak kullanılır.

3.1.1. Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık) Senin için sorun yok tabi. (görelik) Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda) Sizin için üç kişilik yer ayrıldı. (aitlik) Tüm bu hazırlıklar bizim içindi. (isim, yüklem) Vatan için ölenler yüreğimizde yaşarlar. (amaç, özne)

3.2. "-E" yönelme hâl eki ve "üzere", "-E göre", "diye" edatları bazı durumlarda bu edatın yerini tutabilir:

3.2.1. Bu ayakkabıyı babam için aldım > babama aldım. Uyumak için odasına çekildi>uyumak üzere Senin için iyi bir gündü>sana göre Ne için söyledin sanki?>ne diye

4. ÜZERE

4.1. Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik" anlamları katar.

4.1.1. Sorunu halletmek üzere gidiyorum. (amaç, için) Kitabı yarın vermek üzere alabilirsin. (şartıyla, koşul) On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı. (için, amaç) Acele edin, güneş batmak üzere. (zamanda yakınlık) Konuştuğumuz üzere yarın buluşacağım. (gibilik)

4.2. Bu edatın üzerine ek gelebilir:

4.2.1. Tam da yola çıkmak üzereydik.

5. -E GÖRE

5.1. Görelik, uygunluk, yönünden, bakımından ve karşılaştırma" anlamları katar.

5.1.1. Başbakana göre enflâsyon düşük. (açısından) Ayağını yorganına göre uzat. (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar) Allah dağına göre kış verir. (uygunluk) Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş. (bakılırsa, yönünden) Siz bana göre daha gençsiniz. (karşılaştırma) Kemal, Hasan'a göre daha uzundu. (karşılaştırma) Bana göre ayakkabınız var mı? (uygunluk)

5.2. "-cE" eki bu edatın yerini tutabilir.

5.2.1. Bence bu iş burada biter. (bana göre)

6. DİYE

6.1. Amaç ve neden ilgileri kurar.

6.1.1. Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor. (amaç) Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı. (neden)

7. DOLAYI, ÖTÜRÜ

7.1. Ayrılma hâl ekiyle birlikte neden ilgisi kurar.

7.1.1. Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor. Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor.

7.2. "-den" ekiyle de aynı anlam sağlanır.

7.2.1. Sıkıldığımdan dışarı çıktım.

8. ANCAK

8.1. "yalnız, sadece, özgülük, sınırlandırma, olsa olsa" anlamları katar.

8.1.1. Seni ancak ebediyyetler eder istiab (sadece) Onu ancak para ilgilendirir. (sadece, bir tek) Bu işten ancak Hasan Usta anlar. (sadece) Bu kömür ancak üç ay yeter. (en fazla, olsa olsa) Sabah çıktılarsa akşama ancak gelirler. (belki, ihtimal)

9. DEĞİL

9.1. İsim cümlelerinin yüklemini olumsuzlaştırır.

9.1.1. Yolumu kesen bu değildi.

9.2. Olumsuz eylem cümlelerini olumlu; olumluları da olumsuz yapar:

9.2.1. Bu haberi duymamış değiliz. duymuşuz Bu haberi duymuş değiliz. duymamışız

10. İLE

10.1. "Araç, alet, neden, zaman, birliktelik" ilgisi kurar.

10.1.1. Ankara'ya uçakla giderler. (araç) Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik) Arabanın gürültüsüyle irkildi. (neden) Baharla birlikte leylekler de geldi. (zaman)

10.2. "-le" şeklinde bitişik de yazılabilir.

10.2.1. Çocuk ile>çocukla Araba ile>arabayla

10.3. "ne ile, kiminle" sorularına cevap verir.

10.3.1. Sözünüzü balla kesiyorum. (araç) Yar ile sohbet ne güzel. (birliktelik)

11. GİBİ

11.1. Birlikte kullanıldığı kelime ile birlikte sıfat, zarf ve isim olabilir.

11.1.1. Adamın demir gibi bileği vardı. (sıfat, benzetme) Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu. (zarf, benzetme) Uyandığı gibi yataktan fırladı. (zarf, anında, zaman anlamı katmış)

11.2. İsim veya zarf gibi kullanıldığında cümle öğeleri oluşturur. Bu durumda ek alabilir.

11.2.1. O anda utançtan ölecek gibiydi. (isim, yüklem) Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne)

11.3. Bu edatın yerini bazı ekler alabilir:

11.3.1. Şöyle garip bencileyin. (benim gibi) Kadınsı bir gülüşü vardır onun. (kadın gibi)

12. KARŞI

12.1. "-E" yönelme hâl ekiyle kullanılarak "için, hakkında, yönelme, ilgili olma" anlamları katar.

12.1.1. Edebiyata karşı ilgim vardı. (hakkında, yönelik) Denize karşı bir balkonu var. (yönelik)

12.2. Zaman bildiren kelimelere eklenip "doğru, sularında" anlamları katar ve zarf öbeği oluşturur.

12.2.1. Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı. (doğru) Sabaha karşı uyuyabildim. (zarf öbeği)

13. DOĞRU

13.1. Yönelme eki ile birlikte kullanılarak yön bildirir.

13.1.1. Ormana doğru yürüdük. Bana doğru bakıyor.

13.2. Zamanda yakınlık bildirerek zarf öbeği de oluşturur.

13.2.1. Akşama doğru geldiler. (zarf öbeği)

13.3. Ad, sıfat ve zarf da olabilir. Bu durumlarda edat değildir.

13.3.1. Bana doğruyu söyle. (isim) Doğru söze ne denir? (sıfat) Lütfen doğru oturun. (zarf)

14. YALNIZ

14.1. İsim, sıfat, zarf ve bağlaç olarak kullanılabilen bu kelime "sadece, bir tek" anlamına gelmek şartıyla edat olarak da kullanılabilir. Bu yönüyle diğer kelime türlerinden ayırt edilebilir.

14.1.1. Bir ömür boyu yalnız yaşadı. (tek başına, zarf) Biz bu dünyada hep yalnızız. (tek başına, isim) Parkta oturan yalnız adam onun babasıydı. (tek, sıfat) Meyveler güzel, yalnız biraz renksiz. (ama, bağlaç) Cebinde yalnız yol parası vardı. (sadece, edat) Beni yalnız sen anlarsın. (sadece, bir tek)

15. Mİ

15.1. -Soru edatıdır. -Farklı anlam ilgileri kurar. -Ek alabilir.

15.1.1. Babanız İstanbul'dan döndü mü? (soru) Onu gördüm mü sinirleniyorum. (zaman) Sıcak mı sıcak bir havaydı. (pekiştirme) Çalıştın mı her şeyi başarırsın. (koşul)

16. KARŞIN, RAĞMEN

16.1. Yönelme ekiyle birlikte karşıtlık ilgisi kurar.

16.1.1. Çok uğraşmama karşın başaramadım. Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu.

17. BERİ

17.1. "-dEn" ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler.

17.1.1. Dün akşamdan beri görülmedi. Okuldan beri hiç susmadı. Yıllardan beri bu köyde yaşamaktalar. Kar, sabahtan beri yağıyor.

17.2. "beri" kelimesi ad, sıfat, zarf da olabilir. Bu durumda edat değildir.

17.2.1. Beride bir adam duruyor. (isim) Beri taraf oldukça dikenli. (sıfat) Biraz beri gel. (zarf)

18. New Topic

19. New Topic