2.1. Zeze 5 yaşında, hayal gücü ve zekası son derece kuvvetli bir çocuktur. Okumayı sever ve karşılaştığı sorunları çabucak çözüverir. Bu özellikleri nedeniyle ona yaşadığı yerde şeytan diye lakap takmışlardır. Bir gün babası Zeze’den bir tane şeker portakalı fidanı seçmesini ister. Bu fidan Zeze’nin olacaktır. Zeze bu fidanı çok sever ve her gün yaşadığı maceraları bu fidana anlatır. Fidan da onunla konuşur. Yeni yılda çocuklara hediye verilmektedir. Ama Zeze’nin babasının parası olmadığından ona hediye alamaz. Zeze buna üzülür ve ayakkabı boyacılığına başlar. Kazandığı para ile babasına hediye almak istemektedir. Bir gün bunu da başarır. Zeze hem yaramaz hem de iyi niyetli bir çocuktur. Öğretmeninin masasını toparlar. Bir hayali Portekizli’nin arabasına asılarak rüzgarı hissetmektir. Bunu deneyince Portekizli onu döver. Zeze Portekizli’ye kin tutar ve büyüyünce onu öldürmeyi düşünür. Fakat Portekizli o kadar da kötü biri değildir. Bir gün Zeze yanlışlıkla kendini yaralar ve Portekizli de ona tedavi konusunda yardımcı olur. Böylece dost olurlar. Zeze yaramazlıktan vazgeçmediği için sık sık ailesinden dayak yemektedir. Zeze dayaktan bıktığı için trenin önüne atlayıp intihar etmeyi düşünür. Bu düşüncesini gerçekleştirecekken trenin Portekizlinin arabasına çarptığı haberi gelir. Portekizli kazada ölür. Zeze buna da üzülür. Ailesi ise yol yapımı nedeniyle şeker portakalı ağacı kesileceği için üzüldüğünü zanneder. Zeze yaşadığı acıları şeker portakalı ile paylaşır.